İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Gazze’ye yönelik saldırıların başladığı 7 Ekim’den bu yana yaptığı açıklamalarda Tevrat’tan çokça alıntı yapması dikkati çekiyor.
Laik görüşlü olmasıyla tanınan Netanyahu’nun daha önceki konuşmalarında Tevrat’tan nadiren alıntı yaptığı biliniyor.
Netanyahu, 28 Ekim akşamı düzenlediği basın toplantısında, “orduların selameti için dua ettiğini; Allah’tan onların önünde düşmanlarını hezimete uğratmasını, düşmanların teslim olmasını, onları kurtuluş ve zaferle taçlandırmasını dilediğini” söyledi.
Konuşmasında Yahudilerin Mısır’dan çıkışına atıfta bulunan Tevrat’ın Tesniye kitabındaki “Siz Mısır’dan çıktıktan sonra Amaleklilerin yolda size neler yaptığını anımsayın.” (17: 25) bölümünden alıntı yapan Netanyahu, “Hatırlıyoruz ve savaşıyoruz.” dedi.
Netanyahu, 25 Ekim’deki konuşmasında, yine Tevrat’tan alıntı yaparak “kehanet” söylemine yer verdi.
Konuşmasının sonunda İsraillilere seslenerek, “Ortak gücümüz ile haklılığımızı ve Yahudi halkının ebediliğine olan derin inancımızla Hamas’a karşı Yeşaya kehanetini göreceğiz.” diyen Netanyahu, Tevrat’ın “Yeşaya” kitabından şu alıntıyı (60: 18) yaptı:
“Ülkenden şiddet, sınır boylarından soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık. Surlarına kurtuluş, kapılarına övgü adını vereceksin.”
Netanyahu, 9 Ekim’deki konuşmasında Tevrat’ın Samuel kitabındaki “İsrail’in sonsuzluğu yalan söylemez” ifadesine işaret ederek, “İsrail’in kuruluşunun bir mucize; bir iman ve çalışma örneği” olduğunu dile getirdi.
Olayların patlak verdiği 7 Ekim’deki konuşmasında da Netanyahu, “İsrail halkının kahramanlarının yolunda ilerlediğinizi unutmayın; Yeşu, Yahuda Makkabi, 5708 yılı (İbrani takvimininin miladi karşılığı olarak 1948 yılı) ile tüm İsrail savaşlarının kahramanlarının yolu.” ifadelerini kullandı.
Netanyahu ayrıca konuşmalarında “iyilik kötülüğe galip gelir, ışık karanlığa galip gelir” ve “Yaşasın İsrail halkı!” ifadelerini de kullanıyor.
“Netanyahu için alışılmadık bir durum”
İsrailli sol görüşlü aktivist ve analist Haham Elhanan Miller, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’de liderlerin savaş dönemlerinde Tevrat’tan alıntı yapmasının normal ve alışılmış bir durum olduğunu belirtti.
Daha önceki savaşlarda komutanların söylemlerinde Tevrat’tan ve dini metinlerden alıntılar yaptıklarına işaret eden Miller, “Bu durum, Netanyahu’nun konuşmalarında da tekrarlandı. Bu ise alışılmadık bir durum ve kısmen İsrail’deki sağcı ve dindar tabana hitap ediyor.” dedi.
Miller, Netanyahu’nun Tevrat’tan alıntılar yapmasının aynı zamanda bir tür halkla ilişkiler çalışması olduğunu; insanlara inançlı ve kararlı olduğunu göstermek istediğini söyledi.
Ancak bunun sergilenen oyunun bir parçası olduğu görüşünü dile getiren Miller, “Netanyahu takıntılı biri, şu anda her şeyden daha çok halkla ilişkilerle meşgul. Konuşmalarında tüm medya araçlarını kullandığı için de bu konuda yaptığı şey şaşırtıcı değil.” diye konuştu.
İsrail’de pek çok kişinin Hamas’ın 7 Ekim saldırılarındaki güvenlik zafiyetinden Başbakan Netanyahu’yu sorumlu tuttuğu, Başbakan’ın ise bu konuda suçu güvenlik ve istihbarat kurumlarına atmaya çalıştığı ancak Netanyahu’nun siyasi geleceğinin sallantıda olduğu yorumları yapılıyor.
İsrail’in Gazze’ye saldırılarında son durum
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e kapsamlı saldırı başlattı.
İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne yoğun hava saldırılarına başladı.
İsrailli yetkililer, Gazze’den düzenlenen saldırılarda 311’i asker 1400 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail saldırılarında 3 bin 342’si çocuk, 2 bin 262’si kadın olmak üzere 8 bin 5 Filistinlinin öldürüldüğünü, 20 bin 242 kişinin yaralandığını bildirdi.
İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında ise 120 Filistinli öldürüldü, yaklaşık 2 bin Filistinli yaralandı.
İsrail bombardımanında Gazze’de 35, Lübnan’da da 1 gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’nde yoğun saldırıları nedeniyle bölgedeki sabit hat, cep telefonu ve internet iletişim hizmetleri durma noktasına geldi.
İsrail ordusu, 26 Ekim’de karadan sınırlı operasyonları genişletmeye başlayıp hava saldırılarının dozunu artırdı.
Gazze’de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesi de İsrail ordusu tarafından hedef gösterildi.