Kanadalı Spencer David Rhein’in İzmit Macerası

Kanadalı 47 yaşındaki Spencer David Rhein, 8 yıllık iş hayatının ardından ülkesinden dünya turu yapmak ve bunu da Çin’de sonlandırmak için yola çıktı.

Toplam 3,5 aylık Avrupa seyahatinin ardından gittiği Ukrayna’daki bir kursta İngilizce öğretmenliği yapmaya başlayan Spencer, 2009 yılında İstanbul’da yaşayan kardeşini ziyaretinde aldığı iş teklifini kabul etti. Çalıştığı kurumun Kocaeli’nin İzmit ilçesinde şube açması dolayısıyla geldiği kentte 2010 yılında evlenen Spencer, ülkesinde karar verdiği dünya turunu böylece noktaladı.

Spencer, ilçede açtığı “İngilizce Evi”nde 14 yıldır kendi sistemiyle çocuklara yeni bir dil öğretmenin mutluluğunu yaşıyor.

TAVLA OYNARKEN EŞİYLE TANIŞTI

Spencer David Rhein, 19 yıl önce dünya turu yapmak için ülkesinden ayrıldığını ve 3,5 ay Avrupa’daki bazı ülkeleri gezdiğini anlattı. Avrupa seyahatinin ardından gittiği Ukrayna’da 3,5 yıl İngilizce öğretmenliği yaptığını aktaran Rhein, bu süreçte İngilizce öğretmeni olan kardeşini ziyaret için İstanbul’a geldiğini söyledi.

Rhein, burada kardeşinin patronundan iyi bir iş teklifi aldığına değinerek, “Onların teklifini kabul ettim. 10 aylık sözleşme yaptım. 3 ay burada çalıştım. Çalıştığım kurs İzmit’te şube açtı. İzmit’i bilmiyordum, internetten şehri araştırdım ve gitmeye karar verdim.” dedi.

Bir arkadaşıyla kentte gittiği kafede tavla oynarken eşiyle tanıştığını anlatan Rhein, şöyle devam etti:

“Kafeye geldim, burada bir sürü insan vardı. Oturdum, ‘Birisi benimle tavla oynamak ister mi?’ diye. Bir kadın, ‘Tamam ben oynayacağım.’ dedi. Biz tavla oynamaya ve konuşmaya başladık. Öteki insanlar kalktı gittiler ama bu kadınla oturmaya ve çay içmeye devam ettik. O sonra da devam ettik. Çalıştığım kursla 10 aylık sözleşmem vardı, sözleşmemin bitmesine bir ay kalmıştı. Ben seyahatime devem edecek ve Çin’e gidecektim ama tavla oynarken bir kadınla tanışmıştım. Ve düşündüm, ‘Bir sözleşme daha yapacağım, burada biraz daha kalacağım ve bir sözleşme daha imzaladım. Eşim Gülbeyaz ile tanıştıktan 4 ay sonra 2010 yılında evlendik. Eşim Değirmendere’de yaşıyordu ve öğretmenlik yapıyordu. Bundan sonra gitmekten vazgeçtim.”

Rhein, İngilizce kursunu daha önce ev olarak kullanılan bir binada açtığı için “İngilizce Evi” ismini verdiğinden bahsetti.

Rhein, Kanada’da yaşarken başka bir ülkeye gidip insanlara İngilizce öğretmenin aklından hiç geçmediğini belirterek, “Biz bu çocuklara, ailelerine büyük bir iyilik yapıyoruz. Hayat boyunca bu yeteneklerini kullanacaklar ve İngilizce öğrenmekten kazanç elde edecekler. Eski öğrencilerim aldıkları eğitimle istedikleri yere gidebilirler, istedikleri üniversitede eğitim alabilirler. Daha güzel bir iş bulabilirler. İnşallah beni hatırlayacaklar. Çok memnunum, bence çok güzel bir iş yapıyoruz. Bayağı bir zevk alıyorum.” diye konuştu.

Türkiye’nin birçok şehrini gezdiğini, en çok da eşinin memleketi Adana’ya gittiğini anlatan Rhein, Kanada’ya giderken Türk yemeklerinden götürdüğünü, orada insanlara Türkiye’nin tarihinden ve insanlarından bahsettiğini kaydetti.

Rhein, 3-4 yıl hiç Türkçe öğrenmediğine değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Çünkü öğrencilerime İngilizce öğretiyorum. Sadece ‘var ve yok’ kelimelerini öğrendim ama evlendikten sonra eşimin ailesi İngilizce bilmiyordu. Yavaş yavaş Türkçe öğrenmeye başladım. Onları ziyaret ettiğimde Türkçe konuşuyordum. Bir gün karar verdim, ‘Biraz ciddi bakmalıyım bu işe’. Oturdum kelimeler ezberlemeye başladım, dil bilgisi öğrenmeye başladım. Kursa gitmedim, kendim öğrendim, hayattan öğrendim. Eşimin ailesi beni çok seviyor. İlk evlendiğimde eşimin ailesi İngilizce konuşmuyordu. Ben de Türkçe konuşmuyordum, iletişim zordu ama ben Türkçe öğrenmeye başladım ve beni yüzde yüz kabul ettiler. Ben sanki onların oğluymuşum gibi. Ben onların eniştesiyim. İnsanlar da beni iyi kabul ediyor, benimle konuşmak istiyorlar. İnsanlar çok samimi.”

Rhein, İngilizce eğitimi verdikleri sistemi yaygınlaştırmayı düşündüğünü, bunun için de Kocaeli’de şube açmayı planladıklarını sözlerine ekledi.