Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail’e yönelik kararını Cumhuriyet’e yorumlayan hukukçu Kazım Yiğit Akalın, kararın “ihtiyati tedbir niteliğinde” olduğunu vurguladı.
Akalın, “Ancak davanın esasına ilişkin nihai bir karar olmaktan uzak olsa da Divan’ın, Gazze’de yaşanan olayların, atılı soykırım suçlaması yönünden irdelenmeyi gerektirecek düzeyde ciddiyet taşıdığını kabul ettiğini göstermesi bakımından önemli bir karardır. Her ne kadar Güney Afrika’nın talep ettiği ateşkes kararı şu aşamada verilmemiş olsa da divan, sivil kayıpların derhal önlenmesi ve bölgeye verilen hasarın bir an evvel kontrol altına alınması gerektiğini ortaya koyan bir tedbir kararı vermiştir” dedi.
Ayrıca İsrail’in eylemlerinin verdiği zararın ciddiyetinin divan tarafından tanınmış olması bakımından, kararın hem hukuki hem de siyasi bir önem taşıdığını söyleyen Akalın, ara kararların dördünün 15’e karşı 2; ikisinin ise 16’ya karşı 1 oyla alınmasına dikkat çekerek “Divan, aldığı kararlarda neredeyse fikir birliği içerisinde” diye konuştu.
‘SİVİL ÖLÜMLERİ’ VURGUSU
Kararda, İsrail tarafından Gazze’de yaşam koşullarının kabul edilemez bir düzeye getirildiğini, sivil ölümlere neden olunduğunu, bir soykırım kışkırtıcılığının bulunduğunu vurgulayan Akalın, şunları söyledi:
“Kararın bir diğer olumlu yönü, İsrail’in eylemlerinin tümüyle meşru müdafaa kapsamında olduğu yönündeki savunmasının, divanın neredeyse tümü tarafından reddedildiğini, ortada orantısız bir saldırı olduğunun kabul edildiğini göstermesidir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki divanın bu kararı, dava sonucunda kesin olarak soykırım suçunun işlendiği yönünde karar vereceği anlamına gelmemektedir. Uluslararası Adalet Divanı’nın kararları kesindir, herhangi bir temyiz mercii söz konusu değildir. İsrail’in kararlardan herhangi birine uymaması varsayımında, BM Güvenlik Konseyi’ne başvurulması söz konusu olabilecektir.”